Lizbon Gezi Rehberi

Hava çok sıcak, Lizbon 30 derecenin üstünde, şehrin yokuşları ise durumu hiç de kolaylaştırmıyor. Kim nasıl tanıtırsa tanıtsın, o köprüye rağmen bu şehir İstanbul’a hiç mi hiç benzemiyor.

Benzediği bir yer var mı derseniz, Avrupa’da o da yok. Kıtanın en batı ucunda, bambaşka bir şehir Lizbon. Fado’nun doğduğu Alfama’sıyla, Bairro Alto’su, Baixa’sı, Chiado’suyla… Lizbon, sonunda kavuştuk!

daha fazlasını okuyun

Münih Gezi Rehberi (Bavyera Yazıları – 7)

İlk gördüğümde çok da etkilenmediğim ve bunu da yazdığım yazıya yansıttığım Münih’i sonradan 2 kez daha görme fırsatım oldu. O yazıda “Münih’e haksızlık ediyor olabilirim” diyerek açık bir kapı bırakmıştım. Hala bir “gezgin gözüyle” Münih’i çok seviyorum diyemem, fakat artık o kadar da hakkını yemiyorum. O zaman Münih’i gezmeye başlayalım. daha fazlasını okuyun

İmparatorluğun Özgür Şehri: Esslingen

Trenden iner inmez karşıma, Doğu Berlin’in sevimli trafik ışıkları “ampelmann” çıkıyor, şaşırıyor ve seviniyorum, henüz Berlin’e gitmemişim ve üstelik ampelmann’ın gerçekten bizim Doğu ya da Batı’da olduğumuzu simgeleyen bir şey olduğunu zannediyorum, bir an ampelmann niye burada diye sorgulamaya başlıyorum. Trafik ışıkları neden böyle? daha fazlasını okuyun

Berlin’den Kalan

İlk gün duvar ve meclis ziyaret kısmı bittikten sonra, ikinci gün soluğu Museumsinsel’de aldım ki bu kelime “Müze Adası” anlamına geliyor. Anlaşılacağı gibi, bu bölgede bulunan birçok müze var, hepsini tek bir anda ziyaret etmeniz vakit darlığında mümkün değil. Dolayısıyla, ya gün sayınıza göre seçimde bulunacaksınız, ya da Berlin’e ayıracağınız zamanı daha uzun tutacaksınız. daha fazlasını okuyun

Almanya Federal Meclis Binasını Ziyaret

Berlin’de, Brandenburg Kapısı’nın çok yakınında yer alan meclis binasına yürürken, belki de kasıtlı olarak buralara konulmuş birçok anı noktasına rastlıyorsunuz. İkinci Dünya Savaşı’nda acı çeken Romanlara, eşcinsellere, Sovyetler’e adanmış bu anı noktalarından geçerek ulaşıyorsunuz meclis binasına (Bundestag). daha fazlasını okuyun

Sakız Adası Gezi Rehberi

“bizim ardımızdan biraz sonra / işte sarışın Menelaos yetişiyor Lesvos’a / uzak yolculuğu hesapladığımız o yere / Sakız’dan daha öteye çıkarsak…”

Adanın gümrüğünde ücretsiz dağıtılan ve Türkçe hazırlanmış Sakız Adası rehberinin, Homeros’tan ödünç alınmış giriş cümleleri bunlar… Homeros birçok yer gibi, Sakız Adası tarafından da sahipleniliyor, İzmir’den gelip burada yaşadığına inanılıyor.

Hava çok rüzgarlı, bu kıyılarda hemen hemen her zaman olduğu gibi. Korkarım böyle havalarda çıkmaktan yola normalde, şimdi hiç… Teknenin burnu girdikçe üzerimize gelen dalgalara, sular doluyor her yana, sırılsıklam oluyoruz. Oralı bile değilim, karşıda Sakız Adası gözüküyor. daha fazlasını okuyun

Berlin Duvarı’nın İzinde

“Siz insanlar bu hayatı özgür ve güzel yapma gücüne sahipsiniz. Bu hayatı muhteşem bir maceraya çevirmek için, izin verin bu gücü kullanmamıza, izin verin birleşmemize…” Charlie Chaplin

                Berlin Duvarı’nın bugün ayakta kalan kısımlarından birinde, alelade bir köşede yazıyordu bu. Duvarın olduğu haliyle korunduğu söylenen birkaç yerden birindeydi… Berlin’e gelme sebeplerim çoktu, uzun zaman küçümsediğim, uzun zaman görmezden geldiğim bu şehir, birçok insanın anlata anlata bitirememesi neticesinde radarıma girmiş ve sonrasında ise duvarın beni etkileyen öyküsü Berlin’i bir daha çıkmamacasına “gidilecek yerler” listeme ilk sıradan sokmuştu. daha fazlasını okuyun

Kim demiş Avusturya’da kanguru yok diye?

Avusturya’da birçok noktada satılan hediyelik eşya ürünlerinde yaygın bir kullanım vardır. Sarı renk üzerine bir kanguru işareti: “No Kangaroos in Austria” yazar. Bu kesinlikle yanlış bir bilgi, çünkü Avusturya’da kanguru var, ben gördüm.

indir

Viyana’da, tam da şehrin merkezinde, Hofburg Sarayı’na çok yakın bir noktada, Crossfield’s Australian Pub isimli bir yer var, burası adından anlaşılacağı üzere bir Avustralya restaurant/barı. Burada, Avustralya’ya ait lezzetleri tadabiliyorsunuz. daha fazlasını okuyun